İçeriğe geç
Anasayfa » Blog » Tekstil Sektöründe Sürdürülebilirlik

Tekstil Sektöründe Sürdürülebilirlik

 

Vitrinlerin önünden geçerken gözümüzü alamadığımız o muhteşem giysilerin, iç dünyamızda yarattığı etkisini hepimiz zaman zaman yaşıyoruz: ”Benim olmalı”

Bu dürtü ile aldığımız kıyafetlerin, doğamıza verdiği zararların farkında mıyız?

Dünyada doğaya büyük miktarda zarar veren 2 sektör bulunmaktadır. Bunlardan biri petrol, diğeri ise tekstildir. Tekstil sektöründe 2 ana hammadde bulunmaktadır; pamuk ve polyester(polyester, hammedesi petrol olan bir elyaftır.)

Bilindiği üzere pamuk yetiştirmek, hem fazla miktarda su kaynağı gerektirmekte, hem de pamuk yetiştirirken ilaçlama prosesleri doğaya ciddi zararlar vermektedir.

Polyester, şu an giyim sektörünün yüzde 60’ına hakim durumdadır. İnsanlar, esnekliği, dayanıklılığı ve rahatlığı için bu kumaşı tercih etmektedir. Şu anda bildiğimiz, her yıkamanın plastik mikro fiberleri su yollarına bırakması ve bunların süresiz olarak devam etmesi, gölleri ve okyanusları kirletmesi ve hayvanlar tarafından ve dolaylı olarak insan tarafından yutulmasıdır.

(Kaynak: http://www.azolab.com.tr/hangi-kumaslar-tekstil-sektorunde-surdurulebilir-5)

Tekstil sektöründe dikkate alınması gereken diğer bir konu tekstil üretimidir. İplik,dokuma,örme ve triko üretimi,boyama gibi tekstil süreçlerinde 8000’e yakın kimyasal madde kullanımını beraberinde getiriyor. Boyama ve farklı tekstil uygulamaları su kullanımını arttırırken; kimyasal ile kirlenmiş su filtresiz bir şekilde suya ve toprağa karıştırılıyor.

Fast fashion kelimesini hepimiz çok sık kullanır olduk.Bilindiği gibi geçmişte moda markaları ilkbahar-yaz/sonbahar-kış olmak üzere 2 adet koleksiyon sunarlardı.Fast Fashion bilincinin hayatımıza girmesi, lüks moda markalarının trendlerini daha uygun fiyata giysi dolaplarımıza asmamız ile başladı.Bu trend modeller uygun fiyatlar vadediyor; ancak bu ciddi bir satış oranı gerektiriyordu.Tüketicilerin  moda,marka ve tüketim bağımlılığının arttırılması gerekiyor ki;  satış fiyatı  ve üretim için gerekli olan maliyetler düşürülsün.Eskiden aylar süren tasarım ve üretim süreci neredeyse 1-2 haftaya düşmüş durumdadır. Geldiğimiz nokta ise,  moda markalarının vitrinlerine her hafta yeni ürünler girmesidir.Bu durum doğaya verdiğimiz zararın yanında, çalışan tekstil işçilerinin de ciddi bir sömürü altında olduğu anlamına gelir.Hız baskısı ve düşük maaşlar , mavi ve beyaz yakalı çalışanların hayat sürdürülebilirliğini de yok etmektedir.Aslında fast fashion tüketim ihtiyaçlarımıza seslense de, üreten ve tüketen için, “birkaç kez giy ve at” demekten başka bir hayat kalitesi sunmuyor.

(Kaynak: https://assemblybuildings.com/content/fast-fashion-surdurulebilir-olabilir-mi–30)


Tekstil sektöründe elbette iyi şeyler de oluyor.İşte bunlardan bazıları:

  1. Bazı iplik üreticileri elyafları geri dönüştürerek  tekrar üretime katıyor,
  2. Bazı markalar, tüketicilerden gelen kıyafetleri tekrar kullanma ve geri dönüştürme üzerine çalışıyor,
  3. Bazı markalar önden sipariş alarak fazla ürün üretilmesini engelliyor,
  4. Bazı markalar boyama için kullanılan maddeleri doğal malzemelerden kullanıyor,
  5. İkinci el piyasasının hacmi her geçen gün artıyor,
  6. Dijital baskı teknikleri gelişiyor,
  7. Teknolojinin gelişmesi ile beraber 3d ve dijital giyim bilinci yükseliyor ve markalar tüketicinin beğendiği giysilere yöneliyor.

Tüketici olarak biz ne yapabiliriz?

  1. Modanın ve hızın kölesi olmamak,
  2. İhtiyaçlarımız oranında ürün almak,
  3. Bir iki-kez değil; yıllarca kullanabileceğimiz kalitede ürün almak,
  4. Uzun zamandır giymediklerimizi ihtiyacı olan birine vermek ya da satmak,
  5. Zamansız kıyafetleri, her zaman giyebileceklerini, tercih etmek.
  6. Organik ya da geri dönüştürülmüş elyaf, kumaşlardan üretilmiş ürünleri tercih etmek.
  7. Doğaya, çalışma süreçlerine ve ürün kalitesine özen gösteren markalardan ürün satın almak,
  8. Moda benim tutkum kopamam diyor ve giysilerle fotoğraf çektirmeyi seviyorsanız, dijital giysiye yönelmek 🙂

Doğayı koruyan giysilerin olması dileğiyle…