İçeriğe geç
Anasayfa » Blog » Sürdürülebilirlik”daha yaşanılabilir bir dünya için”

Sürdürülebilirlik”daha yaşanılabilir bir dünya için”

‘Sürdürülebilirlik’ kelimesi ile ilk kez, ‘’Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’’ nun 1987 yılı içerisinde yayınlamış olduğu “Ortak Geleceğimiz” isimli rapor aracılığı ile tanıştık. Raporda yer alan sürdürülebilirlik tanımı : “İnsanlık; doğanın, gelecek nesillerin gereksinimlerine yanıt verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçları temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir.” şeklinde yapıldı.

Sanayi devrimi ile beraber, sanayi ve teknoloji alanında büyük gelişmeler yaşanmıştır. Büyüyen sanayi ile birlikte enerji ihtiyaçları da artmıştır ve kömür, petrol gibi yenilenemeyen enerji kaynakları kullanılmaya başlanmıştır. Sanayileşmenin hızlı olması; hızlı nüfus artışı, köyden kente göç, çevresel kirlilik, şehirleşme ve biyo çeşitlilikte azalma gibi sonuçlar doğurmuştur.

Bugün geldiğimiz noktada ise, dünya kaynaklarının ve çevrenin insan faaliyetleri sonucu tükenme sınırına doğru ilerlediği konusunda genel bir görüş birliği bulunmaktadır. Sürdürülebilirlik için, doğanın sunduğu kaynakların, kendiliğinden yenilenebilmesine olanak tanıyacak hızda kullanılması gerekmektedir. (Bkz: http://ekolojist.net)

Yani sürdürülebilirlik, bugünün ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların olanaklarını çalmadan ve doğaya zarar vermeden karşılayabilmektir. Gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneklerini tehlikeye sokmadan, bugünkü kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilmektir.

Sürdürülebilirlik yalnızca doğayı koruma anlamına gelmiyor. Ekolojik denge alt üst olmuş durumda. Eriyen buzullar, küresel ısınma, yükselen deniz seviyesi… Bu durumda doğa kendini yenileyemez ve üzerinde yaşayacağımız sağlıklı bir çevre olmadan da paradan, refahtan, kalkınmadan, ekonomiden ya da siyasetten konuşmak mümkün olamaz.

Sürdürülebilirlik için bireysel olarak neler yapabiliriz? 

İnsanların hayatı doğal kaynaklara bağlıdır ve bu doğal kaynaklar sonsuzluğa sahip değildir. Bu aşamada sürdürülebilirlik kavramı önem kazanır. Sürdürülebilirlik, bir anlamda doğa ve insan arasında denge oluşturmak demektir. Bu dengenin oluşturulması ise bizlere düşmektedir. Bir şeyi sürdürebilmek için o şeyi korumak ve ona değer vermek gerekir. Bunu, seçimlerimizi doğru yönlendirerek yapabiliriz. Teknolojimizi, iklimimizi, çevremizi, enerjilerimizi, doğal kaynaklarımızı iyi tanıyıp analiz ederek ve uzun vadeli planlar yaparak, sürdürülebilirliğe katkıda bulunabiliriz. Yenilenemeyen enerji kaynaklarının farkında olup, bunun yerine yenilenebilir kaynakların kullanımına ağırlık verebiliriz.

Çevremizi korumak ve doğaya katkı sağlamak amacıyla bireysel olarak dikkat edebileceğimiz konulara bazı örnekler vermek istersek; 

* Toplu taşıma araçlarını kullanarak çevreye yayılan zararlı gazların azaltılmasına katkı sağlayabiliriz. 

* Su tüketimimizi sınırlandırabiliriz.

* Tasarruflu ampuller kullanarak, harcadığımız enerjiyi düşürebiliriz.

* Çöplerimizi geri dönüşüme kazandıracak şekilde ayırıp, geri dönüşüme gönderebiliriz.

* Evlerimizde ısı yalıtımı yaparak, evdeki ısı kaçaklarını bulup önlemek için tedbirler alabiliriz. 

Elektronik aletleri kullanmadığımız zamanlarda fişlerini çekerek, kullanılan enerjileri azaltabiliriz. 

* Sadece ‘ihtiyacımız kadar’ tüketim yapabiliriz.

* Plastik olmayan alışveriş poşetleri kullanabiliriz.

* Pet şişelerden su tüketimi yerine; çelik, cam gibi malzemelerden oluşan mataralar kullanabiliriz.

* Şarj edilebilir piller kullanabiliriz.

* Kullandığımız gıdalardan artanlardan ‘kompost’ yapabiliriz.

* Geri dönüştürülen ürünlerden alışveriş yapabiliriz.

* Bize ait olan faturaları kağıt olarak değil, dijital olarak talep edebiliriz.

İnsanlığımızın geleceği, sürdürülebilir bir yaşamı hayatımıza ne kadar entegre edebileceğimize bağlı. Her birey üzerine düşen görevi yaptığında, dünyamız daha yaşanabilir bir yer olacaktır.